Küçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel Hanım’a gidip;
─ Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü sınıfta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın! diye şikayet edermiş.
Bundan sıkılan Aysel Öğretmen bir gün Ali’yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü;
─ Peki, demiş. Bu çocuğu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım!
Ve müdür başlamış sorular sormaya;
─ İki kere iki?
Ali hemen;
─ Dört, demiş.
─ Sekiz kere dokuz?
─ Yetmiş iki!
─ Kaç mevsim var?
─ Dört!
Bu sırada Aysel Hoca söze girmiş;
─ Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayım müdür bey, demiş.
Aysel Hoca Ali’ye dönmüş ve başlamış sorular sormaya;
─ Söyle bakalım Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?
Ali hemen cevap vermiş:
─ Ayak! demiş.
Aysel Hoca tekrar sormuş;
─ Peki senin pantolonunda olup da benim pantolonumda olmayan şey nedir?
Ali hemen yanıtlamış;
─ Cep!
Bunun üzerine Aysel Hoca müdüre dönmüş.
Tam “Bu çocuğu üçüncü sınıfa koyalım hocam!” diyecekken müdür;
─ Hocam, bu çocuğu üçe değil beşinci sınıfa koyalım. Zira sizin sorulara ben bile doğru cevap veremedim!