Nur Yüzlü İhtiyar ve Altınlar

Nur yüzlü ihtiyar bir adam şeyh edasıyla kuyumcuya girdi.

Kuyumcu saygıyla karşıladı.

İhtiyar dedi ki “Ben senin sevabınım..!”

Kuyumcu güldü ve alaycı bir şekilde “Pırıl pırıl bir yüzün olduğu doğru, ama bir sevabın böyle görüneceğini hiç düşünmemiştim!”

Bu sırada genç bir çift dükkana girerek altın siparişi verdi.

Kuyumcu siparişi hazırlarken  oturmalarını söyledi.

Genç hanım gidip yaşlı şeyhin kucağına oturdu. Kuyumcu şaşırdı ve kadına sordu “Neden  şeyhin kucağına oturdunuz?”

Genç hanım şaşkınlıkla “Hangi şeyh? İyi misiniz siz? Neden bahsediyorsunuz? Burada kimse yok ki.  Bize bu siparişimizi verecek misiniz, vermeyecek misiniz?”

Şaşıran ve utanan  kuyumcu genç çiftin altınını vererek parayı aldı ve genç çift dükkandan ayrıldı.

Şeyh kuyumcuya dönerek şöyle dedi “Beni senden başka kimse göremez ve bu ancak salih ve iyiler için mümkündür.”

O arada başka bir erkek ve kadın girdi ve aynı hikaye tekrarlandı.

Şeyh kuyumcuya  “Ben senden bir şey istemiyorum! Rızkınızı artırmak için bu mendili yüzünüze sürün..”

Kuyumcu mendili kutsal ve ruhani bir tavırla aldı, kokladı ve yere yığıldı.

Şeyh ve arkadaşları bütün para ve altınları alarak kaçtılar.

4 yıl sonra Şeyh kılıklı bu adam, 2 hırsız sözde çift ve 2 polis  dükkâna girdiler..

Polis memuru, Şeyh ve kuyumcuya hikâyeyi sordu ve sırayla hikâyeyi anlattılar.

Polis memuru “Tabii ki sahneyi aynen tekrarlamalısınız” dedi ve şeyh mendili kuyumcuya verdi ve kuyumcu koklayıp ovuşturdu ve anında yere düştü ve bu kez şeyh, polis ve arkadaşları dükkânı tekrar soydular…

Sonuç:
Her 4 yılda bir seçimler tekrarlanıyor ve biz millet olarak şeyh kılıklı soyguncular tarafından aynı hikayelerle kandırılarak  soyuluyoruz.

Ve hiç te akıllanmıyoruz..

Seçimler yaklaşırken altınlarınıza dikkat edin lütfen.

Sağlıcakla ve uyanık kalın..