Hoca camide dua ediyor… Cemaat ellerini açmış, âmin demekte.
Günahlarımızın affı, tövbelerimizin kabulü…
Hastalara şifa…
Dertlilere deva…
Borçlulara eda…
Temel bakıyor ki Dursun her duaya gür sesle “âmin” diyor.
Özellikle de “Borçlulara eda…” kısmında.
Cami çıkışında yakalayıp soruyor ona.
“Yahu Tursun, sen hoca dua ederken gür sesle âmin diyordun.”
“Evet.”
“Yalnız tikkat ettum, borçlulara eda kısmına gelince, daha bir gür çıkıyordu sesun.”
“Ee, ne var bunda?”
“Yahu Tursun, sen zengin adamsın. Halin vaktin yerinde. Senun ne borcun var ki ödemekte zorlanaysun?”
“Ula Temel, benum borcum yoktur ama, alacağum vardır. Borçlulara borçlarını ödemek nasip olmazsa, ha o camideki uşaklar bana olan borçlarını ödeyemezler. Ondan âmin deyrum.”