Yaşlı adamcağız pazarda yumurta satarak geçimini sağlardı.
Bir gün, adamın tezgahının önünde lüks bir araba durdu.
Arabanın içerisinden bir adam indi ve yaşlı adamın yanına gelerek “Yumurta ne kadar?” diye sordu.
Yaşlı adam “Tanesi 1 Lira” diye cevap verdi.
Adam ise “Ben on tane yumurta istiyorum fakat indirim yaparsan” dedi. “10 yumurta 5 Lira olursa alayım.”
Yaşlı adam boynunu büktü. Bugün henüz satış yapamamıştı.
Paraya ihtiyacı olduğu için kabul etti, adama 10 yumurtayı paketledikten sonra adamın uzattığı 5 Lirayı alıp cebine koydu.
Yumurtayı alan adam gururlu bir şekilde arabasına bindi. Sonra arkadaşıyla birlikte bir restorana gittiler.
Restoranda siparişlerini verdiler, yemeklerini yediler. Sonra garson hesabı getirdi.
Hesap tam 270 Lira tutmuştu. Adam hiç bir şey olmamış gibi cüzdanından parasını çıkardı ve hesabı ödedi.
Tam 270 Lira. Bir saniye bile duraksamadı…
Restoran sahibi ve orada çalışanlar için oldukça normal bir durum…
Ama eminiz ki ne demek istediğimizi anlamışsınızdır.
Bu işte bir gariplik yok mu? Bir kaç TL için nasıl pazarlık yapıyoruz.
Neden ihtiyacı olmayanlara cömert olduk zavallı insanlara karşı acımasız olduk?
İhtiyaç sahibi olduğunu bildiğimiz satıcı ile kıyasıya pazarlık ederken koskoca bir restoranda fiyatlara bile bakmayız.
Yanımızdaki birisi baksa, fiyatlarda indirim istese rezil olduk deriz.
Bir yerde okumuştum, “Babam ihtiyacı olmasa bile fakir insanlardan basit ürünler satın alırdı. Merak ettim ve neden yaptığını sordum. Sonra babam cevap verdi: ‘bu onurlu bir hayır işi’ dedi.”