Mülkiye’den maliye bölümünü bitirerek mezun olan ünlü şair Cemal Süreya, hayatının bir döneminde (1975-1978) darphanede müdürlük yapmaktadır.
Darphane’deki bütün yolsuzlukları tespit edip, rapor halinde Ankara’ya gönderir…
Ses seda yok. Bir daha yazıp bir daha gönderir.
Ne gelen var ne giden…
Sonunda dönemin bakanı Darphane’yi teftişe gelir. Gelir ama Cemal Süreya’nın elini bile sıkmaz.
Bütün odaları dolaşır ve söylemi hep aynıdır:
“Bu kapının arkasında ne var?”
Şair ile hiç muhatap olmaz, yardımcılarına sorar.
İki saat dolaşır ve giderken Cemal Süreya ona der ki:
“Bir kapı var ki, onu size hiç açmayacağız”.
Bakan sorar: “Hangi kapı, ne kapısı?”
Cemal Süreya cevap verir: “Gönlümüzün kapısı.”
Bakan Ankara’ya dönüşü sonrası bir rapor hazırlar:
Darphaneyi gezdim, çok pis buldum. Müdür Cemalettin Seber’i (Cemal Süreya) görevden alıyorum.
Cemal Süreya bu yazıyı almasının ardından basın toplantısı düzenler ve özetinde şunu söyler;
“Bakan haklı, gerçekten de o gün şanlı Darphane, tarihinde ilk defa kirliydi. O da Sayın Bakanın burada teftişte olduğu saatlerdi.”