Üvercinka Yalnız Bir isim Değil

Üvercinka, kimine göre güvercin kanadı, kimine göre ise özgürlüğün, barışın, adaletin simgesi. Bir çift kanat çırpınışının içinde kalmış aşkın, huzurun, kavganın temsilcisi.

Cemal Süreya’nın okumaktan sıkılmadığımız o güzel şiiri ve ilk kitabının ismi…

Kimisine göre de biçim kaygılarının anlama bir hediyesidir Üvercinka. Güvercinden G harfi’nin atılmasıyla Afrika kıtasının birleşimidir.

Cemal Süreya’ya göre ise;  “Tamam Üvercinka anılması güvercinle karışık bir ad. Bir kadın adı…

Barışa, aşka, dayatmaya dönük bir kavram. Kitaba ad olarak seçmeme gelince bunun iki nedeni var: Birisi, günümüz şiiri ve benim kelimeyi zorlayan bir şiir anlayışım oluşu.

Ancak bu adla şiirimi özetlemiş ya da bir parça belirtmiş olurum. Şiirimden ufak, ama anlamlı bir kesit sunarım diye düşündüm.

İşin ikinci nedeni ise, son derece özel, salt günlük yaşama ilişkin bir şeydir.”

Cemal Süreya’nın o zamanlar dile getirmediği hikaye:

1954 yılının Kasım Ayı’nda Eskişehir Vergi Dairesi’nde stajyer olarak göreve başlar Cemal Süreya. 

Liseden sonra boş kalmamak için aynı yerde çalışan, Üvercinka adını verdiği bir kıza âşık olur.

Yani Üvercinka yasak bir aşkın adı olmuştur artık onda.  Müfettişlik sınavına hazırlandığı 3 Ağustos 1955 tarihinde, eşi Seniha’dan kızı Ayşe dünyaya gelir.

Hatta Üvercinka, kızının doğumunu karşıladığı anda hastanenin kapısında bekler Cemal Süreya’yı. Üvercinka, o dönemde ayrılmak istediğini bildiren bir mektup verir Cemal Süreya’ya.

Ertesi yıl da İstanbul’da üniversiteye başlar. Yine de ilişkileri tamamen bitmez. Zaman zaman İstanbul’da görüşürler.

Cemal Süreya, Matematik Bilimi’nde akademik kariyer yapan Üvercinka’nın evlenip, eşiyle birlikte Anadolu’ya gitmesinden çok sonra bile, onun izini sürmekten kendini alamaz. Cemal Süreya’nın yaşamı boyunca, Üvercinka’nın kim olduğu gizini korur okur açısından.

Üvercinka

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu  
                                                              kesmemeye
Laleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor Bütün kara parçalarında
                           Afrika dahil

Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
                           Afrika dahil

Senin bir havan var beni asıl saran o 
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
                           Afrika dahil

Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse  
                                                  değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna 
                                                            diziyorlar
Bütün kara parçalarında
                            Afrika dahil

Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
                           Afrika hariç değil.

Kaynak