Osmanlı padişahlarından “Avcı” lakabıyla meşhur Dördüncü Mehmet Edirne’de bir gün, çıktığı geyik avında bir şey vuramamasını uğursuz bir adam görmesine bağladı.
Düşünüp taşındı. Bu uğrusuzluğun saraydan çıkarken gördüğü, derviş kıyafetli bir adamdan geldiğine karar verdi.
Kısa boylu, uzun saçlı aksak yürüyüşlü üstü başı dökülen bu dervişin bulunmasını emretti.
Adamcağız bulunup Padişah’ın karşısına getirildi.
Padişah hiddetle bağırdı;
─ Seni uğursuz herif seni, bu sabah saraydan çıkınca ilk seni gördüm.
Senin yüzünden avda bir keklik bile vuramadım. Gel cellat başı, bu mihnetsiz adamın başını vur!
Kellesinin gideceğini gören derviş;
─ Hünkarım, zatı şahaneniz bu sabah ilk defa bu kulunuzu gördüğü için, benim uğursuzluğum yüzünden bir keklik kaybettiniz.
Ama bu kulunuz da bu sabah ilk defa zatı şahanenizi gördü, ben de bu yüzden kellemi kaybediyorum. İnsaf ile düşününüz hangimiz daha uğursuz?