Üç Nolu Uçuş Pisti ve Fotografçı

Haber fotoğrafçısı talimatı alır almaz hava alanına doğru yola çıktı.

Tecrübeli bir pilot 3. pistin yanındaki hangarın önünde çift motorlu bir uçağın içerisinde fotoğrafçıyı bekleyecek, bekletmeden olay mahallinin hemen yakınına götürecekti.

Uzun süredir işsiz kaldığı için heyecanla ekipmanlarını aldı ve 3. pisti aramaya koyuldu.

İleride bir hangarın önünde motoru ısıtılan, pervaneleri dönen küçük bir uçak görür görmez koştu telaşla uçağa tırmandı ve çantasını koltuğun arkasına atıp kemerini bağlayarak;

─ Tamamdır haydi hareket edelim! dedi.

Aceleden pilota bakmamıştı bile. Pilot konuşmadan dikkatle uçağı piste çıkardı, hızlandırdı ve havalandırdı.

Uçak bir aşağı bir yukarı yalpalayarak sallana sarsıla havalanınca şaşkınlıkla kalın camlı gözlüklü genç pilota baktı.

Ter içerisindeki pilot o an sıkı sıkı tuttuğu lövyeden gözlerini kaldırdı ve fotoğrafçıya dönerek;

─ İyi kalkıştı değil mi hocam? dedi.

Fotoğrafçı;

─ Tamam şimdi orman yangınının olduğu bölgede alçal, deyip ekipman kutusunu boşaltmaya koyuldu ki genç pilot;

─ Niye? diye sordu.

Fotoğrafçı;

─ Resim çekeceğim, ne için geldim sanıyorsun? diye sabırsız bir sesle cevap verdi.

Pilot önüne döndü ve bir süre sessiz kaldı sonra da sesi titreyerek;

─ Anlaşılan siz uçuş öğretmeni değilsiniz, dedi ve sonra da panik içerisinde “Ben uçak indirme ile ilgili bölümü daha okumadım” dedi.

O an fotoğrafçı aşağıda 3 No’lu pisti, binmesi gereken diğer uçağı ve uçağın yanında yukarıya panik ile el sallayan pilotu ve uçuş öğretmenini gördü!

———————–

Yukarı çıkmadan önce nasıl düşmeden ineceğimizi,

İnisiyatif kullanmadan önce bir sonraki seçenekleri ve takip eden adımımızın ne olacağını,

Yaptığımıza yorumumuzu katmadan önce onu herkesten iyi yapabilmeyi,

Konuşmayı öğrenmeden önce de susmayı bilmek gerekiyor.

İnanınız çok kere aklına geleni / içinden geçeni / tartmadan, düşünmeden söylemek, uçağı yere indirmesini bilmeden pilotluğa soyunmaktan farklı değildir.

Moris Levi