Tavla ve Zaman

Rivayete göre eski zamanlarda bir Hint imparatoru, Pers imparatoru Nevşiyan’a hediye olarak satranç oyununu göndermiş, yanına bir mektup iliştirmiştir.

Mektubunda oyunla ilgili hiç bir açıklama yapmazken şöyle bir mesaj yazmıştır:

“Kim daha çok düşünüyor,
Kim daha iyi biliyor,
Kim ileriyi daha iyi görüyorsa
O kazanır.
İşte hayat budur…”

Pers İmparatoru Nevşiyan hediyeye çok sevinir, ancak bir o kadar da şaşkındır.

Dönemin en alim veziri olan Buzur Mehir ile bu mesajı paylaşarak, ondan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık olarak Hint imparatoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun icat etmesini ister.

Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taş hareketini ve oyunu çözer, daha sonra da on günde tavlayı icat eder ve imparatora sunar.

Baş vezir Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu; dünyanın en popüler oyunlarından biridir.

Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun zamana böylesine direnmesi son derece etkileyici. Senenin birliği olarak tavla bir tanedir.

4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6’şar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü, siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü, karşılıklı 12’şer hane günün 24 saatini simgeler…

Hint imparatoruna satranca karşılık olmak üzere tasarlanan tavla oyunuyla birlikte gönderilmek üzere şöyle bir mesaj hazırlanır:

“Evet, Kim daha çok düşünüyor,
Kim daha iyi biliyor,
Kim ileriyi daha iyi görüyorsa
O kazanır.
AMA BİRAZ DA ŞANS GEREKİR.
İşte hayat budur…”

Tavlada, 4500 den fazla hamle ihtimali bulunduğundan oyunda ustalaşmak zamanla ve oyunun çok oynanmasıyla kazanılan deneyim ile sağlanmaktadır. 

Ancak zarın şansı simgelemesinden dolayı şans faktörü de kendisini hissettirmektedir.