Sümürgecilik ve Katliam

Kristof Kolomb’un 1492 tarihindeki keşfinden hemen sonra başlayan Kızılderili katliamı, yerli halkın tabi tutulduğu soykırımın adıdır.

O tarihten 1886 yılına kadar süren katliamda, 70 milyon Kızılderili ortadan kaldırıldı.

ABD’nin resmi devlet politikası olan Kızılderili soykırımı, Nazi Almanyası’nda Yahudilere karşı uygulanan soykırımdan çok daha büyük bir soykırımdı.

ABD’nin resmi makamları Kızılderili kellesi başına 5 dolar ödemişti.

Devlete ait binaların bodrumları, Kızılderili kafataslarıyla dolmuş taşmıştı.

İlk biyolojik silah, Kızılderililer üzerinde uygulanmıştı.

Sürgüne gönderilen Kızılderililere yardım olarak dağıtılan battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırılarak çok sayıda insanın öldürülmesi sağlanmıştı.

Kızılderililerin açlıktan ölmesi için başlıca yiyecekleri olan bizonların toptan öldürülmesi de, soykırım yöntemlerinden biri olmuştu.

ABD’nin kurucusu ve ilk Başkanı George Washington’un sözleri de tezi doğruluyordu.

Washington, yerlileri vahşi kurtlara benzeterek, “Bu vahşi hayvanların (Kızılderilileri kastediyor) tamamen imha edilmesi gerekiyor” diyordu.

Sonuçta da öyle oluyordu.

ABD’nin bir başka Başkanı Theodore Roosevelt de Washington’dan geri kalmıyordu: “Ben en iyi yerli (Kızılderili) ölü yerlidir demek istemiyorum ama 10’da 9’u öyledir” diye konuşuyordu.

APACHE KABİLESİ ŞEFİ GERENİMO

1858 yılında bir gün eve döndüğünde, eşi, annesi ve 3 çocuğunu İspanyollar tarafından öldürülmüş olarak buldu.

Bu olaydan sonra Geronimo, beyaz olan herkese karşı nefret duymuş ve elinden geldiği kadar beyaz öldürmeye çalışmıştı. 1870’de yakalandı.

Daha sonra defalarca kaçmasına rağmen tekrar tekrar yakalandı.

Bir keresinde 24 adamı ile 5 bin Amerikan süvarisinden kaçan Geronimo Dumanlı Dağlar’a sığınmıştı.