Çok değişken bir adamdı. Bir anda espriden güler geçirirdi herkesi.
Son derece cömertti, müthiş bir hayal gücü ve ufku vardı.
Onca yıl evli kaldım, pijamalı sofra başında çorbasını içerken hiç görmedim.
Hep hareketliydi, gecenin üçünde “hadi kalk, sıkıldık” deyip gece kulübüne götürürdü beni.
Olmadı ormana götürür, bülbül dinletirdi.
Çok hoşluklar yapardı.
Mesela Karadeniz e film çekmeye gitmişti ilişkinin başlarında.
Cep telefonu olmadığı gibi, normal telefon da yok.
Dağ başında kilometrelerce yürüyüp, jandarmanın oradan gece yarıları telefon ederdi.
Onca yolu gitme, etme derdim, nafile…
Bir keresinde de gece kapı çalındı.
Annem bendeydi, postacıyı görünce babama bir şey oldu diye korktuk.
Telgraf Sadri’dendi…
Oysa biraz önce telefonla konuşmuştuk.
Şu satırlar yazılıydı telgrafta:
“Sana SENİ SEVİYORUM demeyi unuttum da…”
Çolpan İlhan (Eşi)