Zamanın birinde bir hükümdar rüyasında bütün dişlerinin döküldüğünü görür.
Rüyasının tesiriyle uyanır uyanmaz şehrin en meşhur iki hocasını çağırtır.
Biri genç, heyecanlı ve ateşli vaazlar veren bir vaiz, diğeri yaşlı ve merhametli bir bilge.
Hükümdar bunlardan rüyasının tabirini ister.
Genç hoca;
─ Efendim, maalesef rüyanız hayra alamet değil! Bütün akraba ve sevdiklerinizi kaybedeceksiniz! Hepsinin ölümünü göreceksiniz, der.
Hükümdar bu tabir karşısında çok sinirlenir. Adamı derhal huzurundan kovar. Sonra diğerini çağırır.
İhtiyar bilge;
─ Efendim, rüyanızda dişlerinizin döküldüğünü görmeniz ömrünüzün uzun olacağına delalet eder. Hem de o kadar uzun ömürlü olacaksınız ki, bütün akraba ve sevdiklerinizden daha uzun yaşayacaksınız, der.
Bunu duyan Hükümdar, çok sevinir ve bilgeye bir kese altın verir.
Aslında bu hikâyedeki iki kişi de aynı şeyi söylediler. Fakat aynı haberi biri üzerek, diğeri sevindirerek verdi.
İnsanın aklı dilinin ucundadır. Akıllı insan hep sevindirir, kimseyi üzecek şey söylemez…
Sa’dî-i Şîrâzî / Gülistan