Quadriga Büyük İskender’in ünlü heykeltıraşı “Lisippos” tarafından üzeri tamamen altın kaplama bronz dökme olarak Sakız Adası’nda yapıldı.
Bizans İmparatoru 2. Thedossius tarafından Sakız Adası’ndan söktürülerek Konstantinopolis’e getirildi ve Hipodromun ana giriş kapısı (bugün ki Sultanahmet Meydanı’nda Alman Çeşmesi’nin olduğu yer) üzerine diktirildi.
Heykeller gerek büyüklükleri, gerek anatomik mükemmellikleriyle çağının bir mucizesi gibiydi.
Bu at heykellerinin gerisinde de bir savaş arabası (Quadriga) bulunuyordu. Mahşerin bu dört atlısının aynı zamanda dört İncil yazarını da temsil ettiği rivayet edilir.
4. Haçlı Seferi’nde Latin Orduları Konstantinopolis’i işgal ettiğinde ilk iş olarak şehri büyük bir yağma ve kıyımdan geçirdiler.
1204 yılında bu yağma günlerinde Quadriga yerinden sökülerek Venedikliler tarafından ülkelerine götürüldü.
Quadriga’nın Avrupa seyahati böylece başlamış oldu.
2. kez yola çıkan atlar Venedik’te Saint Marco Klisesi’nin girişine koyuldu.
Bir sonraki seyahati ise “Napolyon Bonopart” ile birlikte oldu.
Venedik Cumhuriyeti’ne son veren Napolyon, Quadriga’ya hayran oldu ve onu Paris’e götürdü.
Önce Tuilleries Sarayı’na daha sonra Zafer Takı’nın üzerine yerleştirildi.
Fakat Quadriga’nın Paris macerası uzun sürmedi Waterloo yenilgisinden sonra atlar Venedik’e tekrar iade edildi.
Yine çok zaman geçmeden bu sefer 1. Dünya Savaşı patlak verdi ve güvenlik sebebiyle atlar Roma’ya taşındı.
Savaş sonunda eski yerine geri götürüldü ama kısa bir zaman sonra 2. Dünya Savaşı sebebiyle atlar, bu kez de Padua’ya taşındı.
Quadriga 2300 yıllık bir gezi sonrası 1990 yılında Venedik Saint Marco Klisesi’ne geri döndü.
Özetlersek Quadriga sırasıyla Sakız Adası, Konstantinopolis, Venedik, Paris, Roma, Padua’ yı gezdi ve Venedik’e geri döndü.