Herkese, her şeye yetişen ama bir türlü aşık olduğu adamla kavuşamayan Perihan abla…
“Diğergamlık” derdi eskiler, yani kendinden önce başkalarını düşünen… Ya da kendini hep ihmal edip, başkalarına koşan…
Öyle bir komşumuzdu işte Perihan abla. Kendisi için yanıp tutuşan Şakir’e “Kardeşlerim evlenmeden evlenemem” diyen.
O dizinin bahtsız Şakir’i sonradan Süper Baba’nın Fiko’su olarak çıkmıştı karşımıza. Yine hayatın zorladığı bir adamı oynuyordu Şevket Altuğ. Üç çocuğunu annesiz büyütme gayreti içinde bir baba.
Benim yaşım ve üstü kuşakların kulağında o güzelim şarkısı çınlıyordur şimdi:
“Bana bir masal anlat baba
İçinde bütün oyunlarım
Kurtlar kuzu olsun
Şekerle bal
Baba bir masal anlat bana
İçinde denizle balıklar
Yağmurla kar olsun
Güneşle ay
Anlatırken tut elimi
Uykuya dalıp gitsem bile
Bırakıp gitme sakın beni”
Perran Kutman deyince bir dururum ben. Ani geçişleri vardır onun. Bir an mizah izletip güldürürken, yüz ifadesi değişiverir, ağlamaya geçersiniz. O ses tonunu, mimiklerini öyle bir uyum içinde sergiler ki…
Komedide çok başarılı bulduğumuz sanatçıların ciddileşmesini pek kabul edemeyiz aslında. Onların o hüzünlü sahnesinde bile illa ki bir komiklik arar insanın zihni.
Oysa Perran Kutman istisnadır bende. Ne zaman ne yapacak diye ağzının içine baktığım, hayran olduğum bir öğretmen gibi.
O yüzden onun oynadığı tüm diziler vazgeçilmezim olmuştur her zaman. Şehnaz Tango mesela.
Onca aşık olmasına rağmen bir türlü kumardan vazgeçemeyen uçarı kocası Muhsin’i umutsuzca sevmeye devam edişi. O arada da kızlarıyla hayata onurla tutunuşu.
Ya da Hayat Bilgisi. Ne Afet öğretmendi o. Nasıl güçlü, nasıl sevilesi, nasıl samimi bir karakter çizmişti.
Bana sorarsanız bir yerlerde gerçekten bir Şehnaz, bir Perihan abla, bir Afet öğretmen yaşıyordu. Hatta hala yaşıyor.
Bu duyguyu verecek kadar rolün içine giren bir sanatçıydı o.
Derleyen: Gamze Kaya