Pazarola Hasan Bey

Eski İstanbul’da yaşamış en ünlü delilerden biri Pazarola Hasan Bey

Sabah akşam arşınladığı İstanbul sokaklarında her geçtiği dükkâna başını uzatıp “Pazarola bilmem ne başı” şeklindeki selam verişi zamanla İstanbul halkı arasında meşhur olur.

Öyle ki dükkân sahipleri işlerinin bereketini bu söze bağlar bir vaziyete girerler.

Hatta işleri yolunda gitmeyen dükkân sahipleri Pazarola Hasan Bey’in yolunu gözler ve onlara selam vermediği zaman karşısına dikilirler;

“Gel buyur bir çayımızı iç de bize de Pazarola dile hadi” diye ikna etmeye çalışırlardı.

Ama o nedense yine de herkese bu sözü söylemez.

Tanıyıp tanımadığını ayırmadan sadece kendi içinden geldiğince bu temennide bulunur ve ekseriyetle de bu temenni yerini bulurdu.

Eski İstanbul halkının bir kısmı Padişah’ın dahi adını bilmeyip de onun adını bilirlerdi.

Ona ermişlik sıfatı konduranlar da oldu, elinin değdiği yere bereket geleceğine inananlar da.

Hatta yolunu kesip gelecek ile ilgili sualler soranlara rastlamak zor değildi.

Oğlunun askerden döneceği tarihi soran kadınlardan, dükkânın borçlarının ne zaman biteceğini soran meraklı esnaflara kadar, gün boyu Pazarola Hasan Bey’in yolu bu sebeplerle onlarca kez kesilmekteydi.

Kısa boyu, kendine has kıyafetleri ve vücuduna oranla büyük kafası ile İstanbul eşrafında oldukça tanınan, sevilen ve bir o kadar da çekinilen bir meczuptu.

Yazarlara Göre Pazarola Hasan Bey

Reşad Ekrem Koçu’nun da Ünlü İstanbul Ansiklopedi’ne yazdığı üzere;

 “Bu kişilerin sözlerinde ve davranışlarında büyük kerametler ve tuhaf tavırlar aramak çeşitli dinlere mensup bütün İstanbullular arasında oldukça yaygın bir davranıştı.”

Devrin ünlü yazarı Ahmed Rasim ise Pazarola Hasan Bey’i konu alan yazısında kendisinden şu şekilde bahseder;

“Hasan Bey’i kim tanımaz? Zamanın tek güler siması. Tabiatın sahte bir gösterişle iki arşınlık gövdesine taktığı kocaman bir kafası üzerinde kendine has fes ve sarılı ‘Maşallah Hasan Bey’ yazısı ile meşhurdur.

Ne zaman rastlasam yüzündeki gülümsemeyi tapteze bulurum. Meczupluk haline vergi bir temiz bakışla çevresine bakınarak her dükkâna, her satıcıya, işine ve malına göre;

‘Pazarola bakkalbaşı, Pazarola balıkçıbaşı, Pazarola aşçı baba, Pazarola kasapbaşı’ diyerek yürür gider.”

Pazarola Hasan Bey’in kesin olarak doğum ve ölüm tarihleri bilinmemekle beraber 1880-1885 tarihleri arasında doğduğu ve 1925-1927 seneleri arasında da öldüğü ve 40-47 yıl ortalama bir ömür sürdüğü bilinmektedir.

Alıntı