Nick, kolları ve bacakları olmadan dünyaya gelmiş. Bu sebepten dolayı hayatı çok sıkıntılı geçmiş ve birkaç kez intihara bile teşebbüs etmiş.
Ama tabi ki yılmamış. Kendi eksikliğini kabul etmiş ve hayata dört elle sarılmasını bilmiş. Peki bu Nick ne gibi zorluklar yaşadı ve hayatı nasıl değişti ? Hep birlikte bakalım o zaman bu mutlu ve güzel hikayeye.
Düşünebiliyor musunuz kolsuz ve bacaksız doğmak nasıl bir şey diye ? Hiç düşünmüyoruz değil mi? Nick’in şansının yaver gitmesinin en büyük nedeni onu engelleriyle sevebilen bir kadının olması.
Çünkü insan sevmeye başladı mı yaşamaya da başlar. Ve bu durum Nick için bir dönüm noktası olmuş. Dönüm noktasıyla verdiği seminerde karşılaşmış.
Çünkü Nick kendi hayat hikayesini insanlara anlatmak için birçok üniversiteye veya kuruluşlara katılıp semineler düzenlemiş.
Bu güzel kadın Kanae Miyahara adında bir Amerikalı. Nick’in ABD’de verdiği bir seminere katılmış. Birbirlerini gördükleri an aşık olmuşlar. Karısı,Nick için şu ifadeler kullanmış :
Kalplere dokunmak, ruhları kurtarmak, dünyada bir farklılık yaratmak isteyen bu adamdan çok etkilendim.
Onu her şeyiyle kabul eden karısı Miyahara
Sevmek,sevilmek her şeye rağmen ne kadar güzel.
İşte sevgi böyle bir şey. Ne parada ne pulda ne de dış görünüşe bağlı bir şey.
Gerçek sevenler için aşk kusurlarıyla her şeyiyle sevmektir.
Miyahara’da kocasını her şeyiyle sevmiş ve mutlu bir evlilik kurmuşlar.
İlk çocukları Nick’in kucağında
Sarılmak kolların işi önce yürekten sarılmak gerekir. Nick’de çocuğuna olmayan elleriyle sarılmıyabilir ama o yüreğiyle sarılmış. Bir insanı sevmek vücutla değil yürekle oluyor.
Kolları olmadan da kucağında yatırabilir
İkinci bebek yoldayken
Sen sarılamıyorsan başkası sana sevgiyle sarılabilir