Son yıllarda sürekli öğrendiğim ve öğrenmeye devam ettiğim bir şey var ki o da mutluluğun aslında beklentimizle gerçekleşen arasındaki fark olduğu.
Bir hediye, güzel bir an veya bir başarı beklediğinizden daha basitse bu mutsuzluğa hatta bir probleme bile dönüşebiliyor.
Güzel bir doğum günü kutlaması berberin saçı istendiği gibi yapmaması yüzünden zehir olabiliyor, milyonlarca insanın doğum gününde bir ekmeği bulduğunda sevinmesinin yanında.
Veya güzel bir seyahat otel görevlisi asık suratlı diye, otel istenilen konforda değil diye hayat zehir olabiliyor.
Hatta birini mutlu etme amacı taşıyan hediye, yeterli değerde değil diye sevgililer günleri, evlilik yıldönümleri zehir olabiliyor insanların.
Bir de tersi var tabii hiç beklenmeyen bir artı acayip mutluluk verebiliyor insana.
Posta kartlarının unutulduğu bir dünyada bir dosttan gelen sevgi dolu kelimeler.
Çok bir şey beklemeden okunan ve müthiş keyif veren bir roman veya izlenen bir film…
Bence burada bütün her şey beklentimizle ilgili ve mutluluktan ne anladığımızla alakalı.
Öncelikle tatilmiş, hediyeymiş, güzellikmiş vb. bizler için amaç olmamalı, keyif için birer araç olmalı. Olmadığında ise olanla keyif almayı bilmeli.
Unutmayın hayat bir yolculuk gibidir. Rahat ayakkabılar olsun ayağınızda.
Bir de hayattaki en güzel şeyler bedavadır.