Kurtuluş Savaşı’nın komutanlarından birisidir Mehmet Sait. Urya yolunda gösterdiği kahramanlıklarından dolayı kendisine “Şahin Bey” lakabı takılmıştır.
Antep‘lidir, birinci paylaşım savaşı yıllarında Osmanlı ordusu saflarında Arabistan cephesinde, Yemen’de savaşmıştır.
Savaş sonrasında Antep’e dönmüş İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgali başlayınca Antep’te küçük milis kuvvetleri örgütlemeye başlamıştır.
Kısa bir süre sonra bu milis gruplarını birleştirip cephe açmaya başlamış ve onların komutanlığını yapmıştır.
1920 yılında oluşturduğu bu birliklerle Fransız birliklerine Kilis yolu hattında defalarca vurmuş ve geri çekilmiştir.
Şehirdeki işgalcilere erzak taşıyan işgalci katarları Kızılburun‘da geri çekilmeye zorlamıştır. Mehmet Sait’in bu baskınları sonucu şehirdeki işgalciler sıkışmış ve yardım alamaz duruma gelmiştir.
Antep halkı da böyle bir durumu direnişin lehine kullanmak için işgale karşı genel ayaklanma çalışmaları yapmaya başlamıştır.
Olası ayaklanmayı bastırmak için Kilis’te bulunan Fransız garnizonu üç piyade alayı, ikiyüz süvari, bir topçu bataryası, dört tank ve birçok ağır makineli-mitralyözden oluşan bir birliği Antep’e göndermeye karar vermiştir.
Mehmet Sait, yanına Karayılan ve Boynaoğlu‘nu da alarak bir savunma cephesi kurmaya başlamış, ama bu komutanlar, Kızılburun’daki ilk saldırıda geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Birliklerini Kertil yamaçlarına çeken Mehmet Sait daha sonra yer değiştirerek Bostancık değirmenine geçmiştir.
Burada cephe açılmış ve merkeze Mehmet Sait, kanatlardan birisine Karayılan, öbür yana da Boynaoğlu geçmiştir.
Fransız yoğun ateşinin altında sağ ve sol kanatlar hızla çökmüş ve kanat komutanları cepheyi daha sağlam bir şekilde geride kurmak için çekilmek zorunda kalmışlardır.
Mehmet Sait, kendilerinin de çekilmeleri gerektiğini söyleyen arkadaşlarıyla kısa bir değerlendirme yapmış, hızla çekilme önerisini redderek ölene kadar çatışma kararı almıştır.
Mehmet Sait şöyle der o gün savaşçılarına:
“Ben Antepliler’e söz verdim, benim ölü bedenimi çiğnemeden düşman bu köprüden geçmeyecek, ben nasıl olur da sözümden dönerim!“.
Bütün birlik cephede komutanıyla birlikte kalır. Elmalı köprüsünü zorlayan Fransız işgalcileri saatler süren direniş nedeniyle oldukları yerden bir adım bile atamazlar.
Mehmet Sait, cephanesi bitene kadar siperde çatışır. Cephanesi bitince de savaşçılarına “süngü tak” komutu vererek kendisi en önde köprüye doğru koşar ve kendisinden onlarca kat daha donanımlı düşmanla yüzyüze çatışmaya başlar.
Mehmet Sait, orada onlarca savaşçısı ile birlikte şehit olur. Hayatını kaybettiği Elmalı köprüsü yakınlarında, Gaziantep-Kilis karayolunun 28. kilometresinde anısına anıt mezar yaptırılmıştır.
Mehmet Sait ölür, geriye kahramanlığı ve türküsü kalır.
Mehmet Sait’in türküsünü dinlemek için tıklayın…