Ülke yoksuldu. Yoktu, yokluktu. 1930’lu yıllar, nüfus 16 milyon.
12 milyon köylerde yaşıyor. 40 bin köy…
4 bin civarında köyde okul var.
6 bin kadar öğretmen.
Şehirde yetişip öğretmen olanlar köylerde görev yapmayı kabul etmezler…
Çare; Köy Enstitüleri kurmaktı…
Kurdular. Sadece köy çocuklarından öğrenci kabul ettiler.
Enstitüye gelen öğrenciler kendi okullarını kendileri yaptılar…
Gramla dağıtılan ekmekleri yiyip, yarı aç yarı tok eğitim öğretim gördüler…
Her bir öğrenci öğrenimleri süresince 150’den fazla dünya klasiği okudu.
Sorgulayan, araştıran, aklını ve bilimi kullanan gerçek aydın oldular…
İş içinde iş için eğitimle, yaparak yaşayarak öğrendiler.
Okul yapmayı enstitüde öğrendiler, gittikleri köyde önce okulu yaptılar.
Tarımda, hayvancılıkta v.b. işlerde köylüye önder oldular. Çocuklara okuma yazma öğrettiler…
IŞIK OLDULAR…