Korkacak hiçbir şey yok, çünkü biz kaybedecek hiçbir şeye sahip değiliz.
Senden alınabileceklerin tümü beş para etmez; öyleyse korku niye, endişe niye, kuşku niye?
Bunlar asıl soyguncular: kuşku, endişe, korku.
Onlar senin tüm kutlama olasılığını mahvediyor.
Hâlâ dünyadayken, dünyayı kutla.
Bu an mümkünken, onu sonuna kadar kullan.
Korku yüzünden biz çoğu şeyleri kaçırırız.
Korkudan dolayı biz sevemeyiz, ya da sevsek bile o her zaman yarım gönüllüdür, o her zaman şöyle böyledir.
O daima belirli bir dereceye kadardır ve bunun ötesine geçmez.
Biz hep ötesinde korktuğumuz bir noktaya kadar geliriz, böylece oraya yapışıp kalmışızdır.
Korku yüzünden dostluğun içine derinlemesine ilerleyemeyiz.
Korkudan dolayı derin bir şekilde istekte bulunamayız.
Bilinçli ol, ama asla sakıngan olma. Aradaki ayrım çok zor fark edilir. Bilinç korkunun içinde köklenmez.
Sakınganlık korkuda kök salar. Kişi asla hata yapmamacasına öyle tedbirlidir ki, ama o zaman kişi çok uzağa gidemez.
Korkunun ta kendisi senin yeni yaşam tarzları, enerjinin akacağı yeni kanallar, yeni yönelimler, yeni yerler araştırmana izin vermeyecek.
Sen her zaman aynı patika üzerinde tekrar ve tekrar yürüyeceksin; bir ileri bir geri mekik dokuyacaksın, tıpkı bir yük treni gibi!..