Küçük bir kasabanın ana caddesinde iki ayakkabıcı varmış. Bir gün onlardan bir tanesi, güngörmüş saygın bir dostuna ziyarete gitmiş.
Ayakkabı dükkanını kapatıp başka bir kasabaya yerleşmeyi düşündüğünü söylemiş.
─ Dükkanını niye kapatıyorsun? diye sormuş güngörmüş dostu.
─ Benim rakibim çok iyi iş yapıyor. demiş bezgin ayakkabıcı. Kasabadaki müşterilerin çoğu, onun dükkanından alış veriş yapıyorlar, diye yakınmış.
─ Kasabadaki insanların hep onun dükkanına gittiklerini nereden biliyorsun?
─ Gayet basit. Dükkanımın kapısından her baktığımda, onun dükkanına giren ve elleri kolları dolu çıkan insanlar görüyorum, diye yanıtlamış.
Dostu arkasına yaslanarak,
─ Evet şimdi senin sıkıntını bulduk, demiş.
Şaşkın gözlerle bakan ayakkabıcıya hiç unutamayacağı bir ikazda bulunmuş:
“Eğer onun dükkanını gözetlemek için harcadığın zamanı, kendi işini geliştirmek için kullansaydın, sen de en az onun kadar başarılı olabilirdin.
Başkalarının yaptıklarını çok önemseyenler, başarısız kalmaya mahkumdur. Kendini geliştirmeye zaman ayırmazsan, rakiplerinin başarılarını izleyecek daha çoook zaman bulursun!
Başarılı olmak istiyorsan eğer, rakiplerinin yaptıklarından ziyade kendi yapacaklarına odaklan!!’”
B. Akın