Jerry çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi hep yerindeydi.
Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. “İyisini al, kötüsünü bırak!” kaidesince hep iyi şeylere odaklanmıştı.
Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile, “Bu adam bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor?” diye. Birisi “Nasılsın?” dese “Bomba gibiyim!” diye cevap verirdi hep. “Bomba gibiyim!”
Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni. Bir gün Jerry’ye gittim, “Anlayamıyorum! Nasıl her zaman, her şartta bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun? Nasıl başarıyorsun bunu?” diye sordum.
Şu ilginç cevabı verdi: “Her sabah kalktığımda kendi kendime ‘Jerry, bugün iki seçimin var: Havan ya iyi olacak ya da kötü!’ derim.
Her zaman havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda yine iki seçimim var: Kurban olmak ya da ders almak.
Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim. Birisi bana bir şeyden şikâyete geldiğinde yine iki seçimim var: Şikâyetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben olumlu yanlarını göstermeyi seçerim.”
“Yok yahu!” diye dalga geçtim. Bu kadar kolay yani… “Evet kolay!” dedi Jerry. “Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır.
Sen her durumda nasıl davranacağını seçersin. Havanın, tavrının iyi yada kötü olmasını seçersin. Yani sen hayatini nasıl yaşayacağını seçersin.”
Jerry’nin sözleri beni çok etkiledi. Onu uzun yıllar görmedim. Fakat hayatımdaki talihsiz hadiselere dövünmek yerine olumlu seçimler yaptığımda hep onu hatırladım. Yıllar sonra Jerry’nin başına çok vahim bir felaket geldi.
Soygun için eve giren hırsızlar Jerry’i delik deşik etmişler. Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış.
Taburcu edildiğinde kurşunların bazıları hâlâ vücudundaymış. Ben onu olaydan altı ay sonra gördüm. “Nasılsın?” diye sorduğumda “Bomba gibiyim!” dedi, “Bomba gibi!”
“Olay sırasında neler hissettin Jerry?” diye sordum, cevap verdi: “Yerde yatarken iki seçimim var diye düşündüm: Ya yaşamayı seçecektim ya ölümü. Ben yaşamayı seçtim.”
“Korkmadın mı? Şuurunu kaybetmedin mi?”
“Ambulansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı. Bana hep ‘İyileşeceksin merak etme!’ dediler. Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla sürerken doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce ilk defa korktum.
O gözler bana ‘Bu insan ölmüş!’ diyordu. Bir şeyler yapmazsam biraz sonra ölü biri olacaktım.”
“Ne yaptın?” diye merakla sordum.
“Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak herhangi bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu. ‘ Evet!’ diye cevap verdim. ‘ Var’ Doktorlar ve hemşireler merakla sustular.
Derin bir nefes alarak kendimi topladım ve bağırdım: ‘Benim kurşunlara alerjim var!’ Doktor ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım: ‘Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin. Otopsi yapar gibi değil!”
Jerry sadece doktorların büyük ustalıkları sayesinde değil, kendi olumlu tavrının da büyük katkısıyla yaşadı.
Yaşaması bana yeni bir ders oldu. Her gün hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şıkkımız ve hakkımız olduğunu ondan öğrendim ve her şeyin kendi seçimlerimize bağlı olduğunu da…
Bu yazıyı okudunuz. Şimdi iki seçiminiz var...