Hoca ve Pilav

Müridlerinin taparcasına sevdiği, ermiş gözüyle bakılan, her dediği ilahi bir kanun gibi kabul edilen tarikat şeyhi bir hoca köy evinde kalabalık bir sofrada ağırlanmaktadır.

İkide bir gözlerini yumarak “hoşt” demesi sofradaki diğer misafirlerin dikkatini çeker.

İçlerinden biri dayanamaz sorar;

─ Hocam hayırdır?

Hoca;
─ Kabe’nin duvarına çiş yapmak üzere olan köpekleri kovuyorum, der.

O esnada evin hanımı sofraya pilav üstü et servisi yapar.

Sadece hocanın pilavının üzerinde et yoktur. Hoca kadına hitaben;

─ Kızım, benim tabağıma et koymayı unutmuşsun, der.

Kadın bir kaşıkla hocanın tabağındaki pilavı karıştırır, altındaki eti gösterir ve söylenir;

─ Kerametin Kabe’deki köpeği görmeye yetiyor ama pilavın altındaki eti görmekten acizsin hocaefendi…