Hayatın Öğrettikleri – Özdemir Asaf

Yaş 5: Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.

Yaş 7: Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.

Yaş 12: Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.

Yaş 13: Annemle babamın elele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.

Yaş 15: Bazan hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.

Yaş 18: İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.

Yaş 24: Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.

Yaş 33: Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.

Yaş 36: Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.

Yaş 38: Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.

Yaş 41: Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.

Yaş 44: Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim..

Yaş 46: Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.

Yaş 49: Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim.

Yaş 50: Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.

Yaş 53: İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.

Yaş 55: Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.

Yaş 64: Mutluluğun parfüm gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.

Yaş 70: İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.

Yaş 82: Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına basağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.

Yaş 90: Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.

Yaş 95: Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.

“Dün sabaha karşı kendimle konuştum.Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.

Yokuşun başında bir düşman vardı.Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum”

Özdemir Asaf