Hala Vakit Varken…

Yaşlı kadının tabutu mezara yerleştirilirken elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam;

─ Onu ne kadar çok sevdim, diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı.

Yaşlı adamın sesi cenaze törenin asil sessizliğini bozmuştu. Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuşlardı, biraz da küçümser bir tavırla adamı izliyorlardı.

Yetişkin çocukları babalarını yatıştırmaya çalıştılar:

─ Tamam, baba. Seni anlıyoruz…

Yaşlı adam gözlerini dikmiş kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu…

Rahip törene devam etti. Törenin sonunda, aile bireylerini ölüm töreninin kapanışı olarak tabutun üstüne toprak atmaya çağırdı. Yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attılar.

Yaşlı adam hala:

─ Onu ne kadar çok sevdim, diye sesli sesli konuşuyordu.

Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler, ama o devam etti:

─ Onu sevmiştim!

Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken, yaşlı adam gitmemekte direniyordu. Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu. Rahip yaklaştı:

─ Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum, ama gitme zamanı geldi. Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız, dedi.

Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha;

─ Onu ne kadar çok sevdim, diyerek söylendi. Sayın peder, beni anlamıyorsunuz…

Rahip;

─ Acınızı anlıyorum, O’nu ne kadar çok sevdiğinizi de hepimiz biliyoruz, dedi.

Yaşlı adam içini çekti;

─ Ama ben bunu O’na sadece bir kere söyleyebildim…

Hala vakit varken, sevdiklerinize “seni seviyorum” demekten çekinmeyin…