Soğuk savaş yılları…
Amerika, Sovyetler Birliği’nden istihbarat almak için Rusya’ya bir gizli ajan göndermeye karar veriyor.
Görev için yüzlerce aday arasından en iyi özelliklere sahip bir kişi seçiliyor.
Ajan yapılan tüm testlerden mükemmel sonuçlar alıyor.
Rusçası mükemmel, hatta yerel şiveleri dahi çok iyi derecede konuşabiliyor, her türlü silahı başarıyla kullanabiliyor, diplomatik yetenekleri olağanüstü…
Seçilen ajan haftalar süren çok zorlu eğitimlere tabi tutuluyor ve göreve hazırlanıyor.
En sonunda görev zamanı geliyor.
Sovyet hava sahasına gece gizlice giren küçük bir uçaktan parasütle atlıyor ajan.
Görev için gideceği şehrin yakınındaki köylerden birinin yakınına iniyor ajan.
Yere başarıyla ve sessizce indikten sonra paraşüt ve yanındaki diğer donanımı kamufle ediyor ve yanında getirdiği yerel giysileri giyerek civar köye doğru yola çıkıyor.
Sabaha karşı havanın aydınlanmasıyla köye yaklaşan ajan, tarlasına gitmek için yola çıkan bir köylüye rastlıyor.
Köylüye selam verip yerel aksanla gideceği şehre nasıl vasıta bulabileceğini soruyor.
Köylü şehre giden en kısa yolu tarif ettikten sonra soruyor;
─ Amerikan ajanısınız değil mi? Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz acaba?
Köylünün sorusunu hiç beklemeyen ajan şaşırdığını belli etmemeye çalışarak cevap veriyor;
─ Onu da nereden çıkardın?
– Bizim buralarda pek zenciye rastlanmaz da!