Bugüne kadar şu anki durumumuzu belirleyen şeyin geçmişimiz olduğu öğretildi bize.
Yaşadığımız tecrübeler, elde ettiğimiz başarılar veya aldığımız kararlar bizi biz yaptı.
Peki, bu her zaman yerinde bir düşünce mi?
Geçen haftalarda katıldığım bir çalışma biraz daha farklı bir bakış açısı getirdi bana ve ben de sizinle paylaşmak istiyorum.
Bizi olduğumuz kişi yapan geçmişteki tecrübelerimiz elbette, bununla beraber şu anki duygu ve düşüncelerimizi etkileyen en önemli şey gelecek ile ilgili beklentilerimiz.
Şöyle bir örnek vereyim; geç yattığınız bir akşamın sabahında işe gitmek için her zamanki saatinizde uyandığınızda yorgun ve zorlanarak kalkarsınız yataktan.
Aklınıza biraz sonraki trafik, işyerindeki suratsız müdür ve dert anlatılacak müşteriler geldikçe iyice azalır keyfiniz.
Halbuki tatile çıktığınız için her zamanki vaktinden daha da erken çalsa saatiniz, hiç de zorlanarak ve yorgun kalkmazsınız.
Hatta tam tersi, uykusuz olsanız bile tatile çıkıyor olmanın heyecanıyla fırlarsınız yataktan.
Çünkü tatille ilgili harika düşünceler vardır aklınızda.
Önünüzdeki keyifli günler ile ilgili beklentileriniz o anki ruh halinizi şekillendirir.
Hiç dikkatinizi çekti mi bilmem ama finansal piyasalarda da aynı bu şekilde işler yatırımların matematiği.
Yatırımcılar, yapmayı planladıkları yatırımın geçmişini analiz ederler elbette ama asıl ilgilendikleri şey gelecekteki beklentidir.
Borsada hisse senetleri gelecekle ilgili beklentilere göre alınır satılır, emlak piyasasında alım kararı evin gelecekteki potansiyel değerine göre verilir.
Yani şu anı belirleyen şey gelecekle ilgili beklentidir.
Umutluysanız, güzel şeylerin sizi beklediğini düşünüyorsanız mutlusunuzdur. Bu keyifli hisler ve umutlu düşünceler gerçekten de yaratır beklentilerinizi.
Buradaki dikkat edilmesi gereken nokta ise, gelecek ile ilgili beklentilerimizi geçmişteki negatif deneyimlerimizin şekillendirmesine izin vermemektir.
Geçmişteki tecrübeler bizi daha bilge kişiler yaptılar ve artık görevleri sona erdi. Bırakın geçmiş olması gereken yerde yani geçmişte kalsın. Siz geleceğinizin sonsuz olasılıklarına açın kendinizi.
Her sabah kalktığınızda “Bugün harika bir şey olacak” diye kalkın. O gün ne olduğunun bir önemi yok, sağlıklı bir şekilde nefes alıyor olmak bile başlı başına kutlanacak bir şey zaten.
Her fırsatta “Güzel şeyler beni bulur” diye düşünün. Şartların ne olduğunun bir önemi yok, sizi önemseyen tek bir insan bile varsa bu yeteri kadar güzel bir şey.
Her ne olursa olsun umudunuzu koruyun, hayatın getirdiği güzelliklere şükredin ve daha fazlası için kollarınızı kocaman açın.
Hayat böyle yaşandığında güzel!
Özge Çuhadaroğlu