Lise mezuniyetinin 60’ıncı yılı toplantısı, neşeli, hüzünlü anılarla geçiyordu.
İçkiler içildikçe keyif arttı. Danslar başladı. O yaşta slowdan başka dans olur mu zaten.
Lisedeyken bir ara flört eden iki dul, danslarla iyice yaklaştılar. Isındılar.
Okul anılarıyla başlayan sohbet, romantik bir havaya dönüştü.
Erkek nihayet tüm cesaretini toplayıp sordu.
“Benimle evlenir misin?”
Kadın erkeğe dikkatle baktı. Baktı… “Evet” dedi. “Evet evlenirim.”
Erkek o gece, dünyanın en mutlu adamı olarak yatağa girdi, ama sabah kalkınca iş çatallaştı.
Hayatının sorusunu sorduğunu hatırlıyordu ama ya cevap? “Evet” mi demişti “Hayır” mı?
Bir türlü hatırlayamadı. Sonunda elleri titreyerek telefonunu eline aldı.
Önce uzun uzun hafızasının artık eskisi kadar güçlü olmadığını anlattı, kadına.
Sonra bir gece öncenin ne güzel geçtiğinden söz etti. Sonunda nihayet cesaretini topladı.
“Bana ‘Benimle evlenir misin’ dediğimde cevabın ne olmuştu” diye sordu. “Evet, dedim aptal” diye bağırdı kadın. “Evet, dedim, hem de bütün kalbimle.”
Erkek nasıl mutlu oldu. Kalbi heyecanla çarpmaya başlamıştı ki, telefonda tekrar kadının sesini duydu.
“Aradığına öyle mutlu oldum ki. Çünkü ben de kimin evlenme teklif ettiğini unutmuştum.”