Sosyal medyada Haluk Levent’in hesaplarını takip edenler bilir. Samimi ve esprili çıkışları olan, kötü olduğuna inandığı durumların karşısında lafını esirgemeyen, kendisinden yardım talep edenlerin yardımını geri çevirmeyen, tam manasıyla bir Anadolu insanı Haluk Levent.
Örneğin bir hayranının ısrarları üzerine mezuniyet balosunda hayranı olan kızın kavalyeliğini yapma sözü verip bu sözünü tutabiliyor.
Böylesine samimi bir sanatçının şarkılarının da öylesine yazılmış olduğu düşünülemezdi elbette.
Özellikle Elfida şarkısının hikâyesini bugün sizlerle paylaşmak istedik ki Haluk Levent’in ne kadar güzel bir insan olduğunu bir kez daha gözler önüne serebilelim.
Güzel insan Haluk Levent, kanser hastası bazı çocukların bakımını üstlenmiş bir isim. Bu şarkı da küçük yaşta hayatını kaybeden güzel bir kız çocuğuna ithafen yazılmış.
Şarkının adı Elfida, ancak küçük kızın adı Elfida olmadığı için şarkının kendisine yazıldığından habersiz, bu dünyaya veda etmiş.
Haluk Levent, yakın zamanda sosyal medya üzerinden bu şarkının hikâyesini tekrar hatırlattı sevenlerine.
Asıl adı Beyzanur olan kızımızla dört yaşlarındayken tanışıyor Haluk Levent. Babası Murat Çelik ise bir emekçi.
Haluk ağabeyimiz Beyzanur’un amansız hastalığına destek olmak amacıyla Cerrahpaşa Tıp Fakültesine gidiyor sık sık, doktorlarla da görüşüyor.
Bir gün Beyzanur’un doktorlarının odasında otururken doktorlardan biri Haluk abimize “Bu kızı gözden çıkartın Haluk Beyi” diyor. O sırada yanında bulunan müzisyen arkadaşı Emrah Aydoğdu da bu lafın üzerine aklına gelen kelimeyi söylüyor: “Elfida”. Osmanlıca’daki anlamı gözden çıkarılan kadın demek.
Birebir olarak karşılamasa da duruma çok uyuyor “Elfida”. Beyzanur’u çok sevdiğini ifade eden Haluk Levent, doktorların söylediği şeyden sonra arkadaşına sarılıyor ve ağlıyorlar.
Ardından oturup Elfida şarkısını yazıyor Levent. Arkadaşları Emrah Aydoğdu ve Ömer Faruk Güney’in de katkılarıyla şarkı ortaya çıkıyor.
Beyzanur’a söylüyor bu şarkıyı Haluk Levent, tabi Beyzanur şarkının kendisine yazıldığından habersiz bir şekilde dinliyor. Öldüğü vakitler sekiz-dokuz yaşlarında Beyzanur.
Şarkının sözlerini ise şu ifadelerle açıklıyor Haluk Levent: “O dönemde şirketlerim batmış, sözlerdeki “Omzumda iz bırakma, yüküm dünyaya yakın,” şunu ifade etmek içindi: Ya zaten dünya kadar batmışım, sıkıntılıyım. Beyzacığım ne olur bari sen gitme demek içindi.”
“Yüzyıllardır sarılmamış kolların” ifadesinin ise ayrı bir manası var.
Beyzanur’un anne ve babası gece gündüz nöbet tutuyorlar başında, ancak hastalıktan ötürü çok kırılgan bir yapıya sahip Beyzanur.
Bu kırılganlıktan ve hasta yatağından dolayı sarılamıyor anne babası ona. Haluk Levent de gerçekten sarılabildiklerini görmediğini ifade ediyor.
Beyzanur’un ölümünden sonra Haluk Levent aileye bir ricada bulunuyor. Bir çocukları daha olursa ismini Elfida koymalarını istiyor.
Aile de bir yıl sonra bir çocuk sahibi daha oluyor ve kırmıyorlar Haluk Levent’in isteğini.
Ve ekliyor Haluk Levent: “Şu anda o Elfida belki de sekiz-dokuz yaşlarında ve bir okulda okuyor. Ablasının ismini taşıyor…”
Şarkının hikâyesini öğrendikten sonra dinlemek insanı doğal olarak ayrı bir duygulandırıyor.
Böyle bir hikâye ve ardından gelen böyle bir şarkı, Haluk Levent’in çok değer verdiği bir insana ithaf edildiği için ve Haluk abimizin güzel yüreğinden olsa gerek, hiçbir zaman ticari amaçla kullanmak istemiyor bu şarkıyı.
Ancak o yurt dışındayken şarkıyı onun haberi olmadan bir müzisyene veriyorlar.
Çok kızan ve üzülen Haluk abimiz, Beyzanur’un ailesinden özür diliyor. Bundan sonra da başka kimseye vermeme kararı alıyorlar.
Şarkıyı dinlemek için tıklayınız…