Duvardaki Çivi

Yıllar önce Latin Amerika’da bir grup devrimci, işçi çocuklar için fotoğraf atölyesi düzenler.

Her çocuğa basit bir fotoğraf makinesi verirler ve nasıl kullanacaklarını öğretirler.

Çocukların kendilerini ifade etmeyi öğrenmeleridir amaç.

Çocuklara fotoğraf makinesi ile bir de ödev verirler;

“Hayatınızdaki en önemli şeyin fotoğrafını çekin.”

Çocuklar bu ödevi yapmak için dağılırlar.

Sonraki derste çocukların çektikleri fotoğraflar incelenir.

Kimisi annesini, kimisi bir sokak köpeğini, kimisi kardeşini çekmiştir.

Bir çocuğun çektiği fotoğraf başkadır. Onun çektiği fotoğrafta sadece duvarda asılı bir çivi vardır.

“Duvarda asılı bir çivi bir çocuğun hayatında nasıl en önemli şey olabilir ki? Kesin yanlışlıkla çekti” diye düşünürler.

Atölye yürütücüsü dönüp çocuğa sorar;

“Neden duvara çakılmış bir çiviyi çektin” diye.

Şehir merkezinde ayakkabı boyacılığı yapan çocuk cevaplar;

“Ben şehir merkezinin uzağında, banliyöde oturuyorum. Boya sandığımda çok ağır. Onu her gün evden şehir merkezine taşımam imkansız.

Burada biri dükkanındaki çivileri bize kiralıyor. Ben kazancımın yarısını o çiviye ödüyorum. O çivi benim hayatımdaki en önemli şey.”

Kaynak