Dürüstlük ve Ticaret

Roma’da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi’nde büyük bir pazar ayini…

Görkemli bir dinsel tören…

Papa bile katılıyor.

Koskoca meydan, mahşer yeri gibi…

Kilisenin içi de dışı da tıklım tıklım…

Bu arada, kilisenin kapısında iki adam özellikle dikkati çekiyor…

İkisinin de boynunda kocaman birer levha asılı…

Birinde “Ben koyu bir Hristiyanım, lütfen bana yardım ediniz” yazılı.

Ötekinde ise sadece “Ben koyu bir Yahudiyim” yazıyor.

Tabii ki, kiliseden çıkanlar, Hristiyan olduğunu ifade eden adama yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe bir şeyler veriyorlar.

Yahudi olduğunu ifade eden adamda ise siftah yok.

Bu arada, kiliseden çıkan iyi niyetli biri, “Yahudiyim” yazısı taşıyana sokuluyor.

─ Bana bak kardeş, diyor, Dürüstlük, iyi bir şey, ama binlerce Hristiyan kiliseden çıkarken, senin Yahudi olduğunu böyle aleni olarak ifade etmen, kanımca hiç de akıllıca bir hareket değil.

Bak, kimse sana para da vermiyor zaten. Bence çıkar o yazıyı boynundan, sen de şu Hristiyan gibi, deyince, boynunda “Yahudiyim” yazılı adam, “Hristiyanım” yazılı olana dönüp sesleniyor;

─ Heey!.. Salamon!.. Herife bak be!.. Gelmiş, bize ticaret öğretiyor!..