Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyerek yaşaması ve bu yaşayışı felsefeye dönüştürmesi ile ünlü filozof Diyojen Sinop doğumludur.
Ailesiyle birlikte Atina’ya göçmüş, hayatının geri kalanını orada geçirmiştir.
Zenginlik, gösteriş ve şatafattan uzak durmuş, hayatının uzunca bir dönemini büyükçe bir fıçının içerisinde yaşayarak geçirmiştir.
Diyojen bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır.
İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir.
Mağrur zengin, hor gördüğü Diyojen’e; “Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem” der.
Bu sözün üzerine Diyojen, gayet sakin bir şekilde kenara doğru adımını atarak; “Ben çekilirim.” der.
Filozof Diyojen’e çevresindekiler “İhtiyarladınız. Artık bundan sonra dinlenmeniz gerek” der.
Diyojen, “Niçin?” diye sorar, “Eğer koşucu olsaydım, koşunun sonuna doğru yavaşlamam mı gerekirdi? Yoksa tam tersine, bütün gücümle koşmak zorunda mı kalırdım?”
***
Çorba yapmak için çeşme başında mercimek ayıklayan Diyojen’in yanına İmparator’a yakınlığı ile bilinen başka bir filozof Aristippus gelir.
Bilgili fakat bilgisini dalkavukluktan yana kullanan Aristippus, Diyojen’e alaycı bir sesle “Sen de aklını kullanıp İmparator’a yakın olmayı becerebilseydin, böyle çeşme başlarında mercimek ayıklamak zorunda kalmazdın” der.
Diyojen başını yaptığı işten kaldırmadan şu cevabı verir:
“Sen de böyle mercimek çorbasına kanaat edebilseydin, İmparator’a dalkavukluk etmek zorunda kalmazdın!”
Filozof Diyojen’in ününü duyan İmparator İskender tanışmak için onu sarayına çağırır. İmparator salona girdiğinde herkes ayağa kalkarken o yerinde oturmayı tercih eder.
İskender kızgın bir şekilde, “Bu ne cüret! Sen benim kim olduğumu bilmiyor musun, benden hiç korkmuyor musun yoksa?” diye sorar.
Diyojen İmparator’un bu sorusuna sakince başka bir soruyla karşılık verir:
“Sen iyi birisi misin, yoksa kötü biri mi?”
“Elbette iyi biriyim, bunu herkes bilir.”
“Peki, iyi adamlardan korkmalı mıyız ki ben sizden korkayım?”
Bu cevap sonrasında İmparator, Diyojen ile sık sık görüşmeye başlar, hatta bazen de kendisi bu büyük fıçıda yaşayan filozofu ziyarete gider.
Bir gün bu ziyaretlerin birinde güneşlenmekte olan Diyojen, İmparator İskender ve adamlarının geldiğini görür.
Güneşlenmeye devam eden ünlü filozofun zor koşullarda yaşadığını gören İskender “Dile benden ne dilersen!” der.
Diyojen, ihtiyacının bulunmadığını söyleyecekken o anda aldığı en büyük zevki engelleyen İmparator’a, tarihe geçen şu cevabı verir:
“Gölge etme başka ihsan istemem!”
“Yemek yemek için en uygun zaman ne zamandır?” diye ünlü filozofa sorduklarında ise Diyojen, “Zenginsen istediğin zaman, fakirsen fırsat bulduğun zaman…” der.
***
Güpegündüz eline fener alarak Atina sokaklarında dolaşan filozofa ne yaptığı sorulduğunda, elindeki feneri insanların yüzüne tutarak “İnsan arıyorum. İnsan… “ diye cevap verir.