Kutuplarda ayı avcıları buzların içinde jilet kadar keskin bir baltayı yerleştirir, keskin tarafın üzerine biraz kan sürerlermiş.
Bunu bilmeyen ayı gelip kanı yalarken dili kesilirmiş.
Ama kanın tadından dilinin acısını fark edemez, kendi kanını yalamaya başlarmış.
Damarlarındaki kan tükenince, olduğu yere yığılırmış. Avcılar da gelip derisini yüzermiş.
Avcılar ayıları kurşunlarla vururlarsa, ayının postu delineceği ve çok para etmeyeceği için bu yolu denerlermiş.
Şimdi o kan tadını, kendi dilimde hisseder gibiyim.
Ayı avını öğrenince anladım ki dilim yıllardır kesikmiş benim.
Yıllardır, ben de kendi dilimden akan kanı emip duruyormuşum.
Başlarda, gücümün tükendiğini, kan kaybettiğimi fark etmiyordum.
Ama artık ediyorum. Kanım tükeniyor ne zamandır.
Böyle giderse yere yığılmam ve birilerinin derimi yüzmesi yakındır…
Yıllardır kendi kanımı emmekten bu hayatta kabul gören her şeye meydan okuyacak cesareti bir türlü bulamadım kendimde…
Oysa kurtuluşum bu cesareti bulmamdan geçiyordu…
Cezmi Ersöz – Hiç Bir Şey Senden Eski Değil