18. Yüzyılda Japonya’da yaşamış olan, yazar, düşünür, hattat / ressam Hakuin Ekaku hakkında anlatılan bir öykü vardır.
Hakuin bir gün yazılarına gömülmüş çalışırken devrin tanınmış samuraylarından Nobuşige yanına gelir ve bilgenin çalışmasını arsızca bölerek;
─ Bana cennet ve cehennem hakkında bilgi ver. Cennet ve cehennem var mı?, diye sorar. Hakuin arkasına yaslanır askeri tepeden tırnağa izler ve sonra sorar;
─ Sen kimsin?
─ Ben bir Samuray’ım, cevabını alır.
─ Yani bir askersin! der Hakuin ve devam eder; Bir komutan seni emireri olarak nasıl almış şaşıyorum suratın-bakışın bir yanaşma gibi.
Nobuşige öfke ile elini kılıcına atar. Hakuin alaycı bir bakışla konuşmasını sürdürür;
─ Kılıcın bile varmış senin? Herhalde o kadar bakımsızdır ki benim kafamı kes-mez!
Nobuşige artık tahammül edemez. Hızla kılıcını çektiği anda Hakuin elini kaldırır ve bambaşka bir ses tonu ile haykırır;
─ İşte cehennemin kapıları açıldı ! Asker, gördün mü vahşi, çirkin, acı ve şiddet dolu olan cehennemi?
Bir anda duran samuray bilgenin ona ne demek istediğini anlar. Kılıcını yerine koyar, gözlerini yere indirir ve Hakuin’in önünde eğilir.
O anda bilge yumuşak bir ses tonu ile şunları söyler;
─ Şimdi de cennetin kapıları açıldı komutan! Cennetin güzelliğini gördün mü?
Moris Levi