Bir gün parkta küçük bir çocuk seviyordum, “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sordum. Annesi güldü.
Sonra bir daha sordum, bu sefer memnuniyetsiz bir ifade belirdi yüzünde.
Çocuğa böyle sorular sormayın.
Ne olacağına yıllar sonra hayatı görüp karar verecek. Şimdiden kafasının bununla meşgul olması anlamsızdır.
Şu an öğreneceği şey ayakkabılarını bağlamak, yatağını toplamak, tabağını yıkamak gibi disiplin ve organize edici şeyler yapmak; bir de çocukluğunun tadını çıkartmak.
Batı’da çocuğa ilk yatak toplamayı, ayakkabılarını bağlamayı öğretirler. Önemlidir bu.
Her gün yatağını toplayan çocuk düzen, disiplin öğrenir. Bizde düzen, disiplin, sistem organizasyon öğretilmez.
Bütün hayatımız boyunca en büyük eksikliğimizdir aslında.
Her şeyi anne baba yapar.
Çocuk geleceğin dehasıdır, büyük adamıdır, kahramanıdır ya da kurtarıcısıdır, yeter ki ezilmesin.
Özgüven, insanın yaptığı işlerden, uğraşlardan, becerilerden, ürettiklerinden gelmektedir. Biz uzun süre hiç çalışmıyoruz, üretmiyoruz da.
Batı’da çocuk küçük yaşta kendine uygun işlerde çalışarak önce ÖZGÜVENİNİ geliştiriyor.
Bizde çocuk sürekli korunarak ve aşırı övülerek egosu olağanüstü şekilde şişirilmektedir.
Biz büyük adam olarak yetiştirildiğimiz için daha çok bencil ve kibirli oluyoruz.
Buna karşın, iş yeteneğimiz ve becerimiz olmadığı için özgüvenimiz çok daha azdır.
Doğan CÜCELOĞLU