Buridan’ın Eşeği Paradoksu ve Kararsızlık

Jean Buridan, Orta Çağ’ın en çok bilinen filozof ve rahiplerinden biridir. 1300 yılında Fransa’da doğan Buridan, Kopernik Devrimi’nin de öncü isimlerinden biridir.

Bilindiği gibi ünlü bilim adamı Kopernik, o güne değin inanılan görüşün aksine dünyanın ve diğer gezegenlerin güneşin etrafında döndüğünü savunarak bir kırılma noktasının baş mimarı olmuştur.

Buridan, teoloji ve felsefenin yanı sıra fiziğe de kafa yormuş, ileride Newton tarafından birinci hareket yasasında ortaya koyulacak olan eylemsizlik kavramına doğru giden yolun ilk adımları olan “impetus” kavramını ortaya atmıştır.

Hareket etmekte olan cisimlerin hareketlerini koruyan, devam ettiren bir özellikleri olduğunu ileri sürmüş ve buna “impetus” demiştir.

Ancak Buridan’ın asıl tanınırlığını sağlayan şey onun özgür irade üzerine düşünceleri ve meşhur “Buridan’ın Eşeği (Hikayesi) Paradoksu”dur.

Aynı hikâyenin en eski versiyonu Aristoteles’e aittir ve onun öyküsündeki kahraman eşek değil, köpektir.

Hikayenin Gazali tarafından da yorumlandığı ve onun öyküsündeki kahramanın da bir deve olduğu bilinir. Hikayemize dönersek;

Buridan’ın Eşeğinin Hikayesi

Buridan ahırdaki eşeğini günlerce aç bırakır. Nihayet günler sonra ahıra gider ve eşeğe eşit uzaklıkta olan ve tamamen birbiri ile aynı büyüklükte iki saman balyası bırakır.

Günlerce aç kalan eşek her iki saman balyası da aynı büyüklükte ve aynı uzaklıkta olduğu için hangi saman balyasına yaklaşıp yiyeceğine karar veremez.

Eşeğin bu kararsız durumunu uzun bir süre izleyen Buridan, eşeğin açlıktan ölmemesi için saman balyalarından birini eşeğe yaklaştırmayı düşünür.

Ancak O da hangi saman balyasını yaklaştırması gerektiğine bir türlü karar veremez. Sonunda eşek açlıktan ölür…

İkilemde kalan ve bu ikilem sonucunda ölen eşeğin kurgu olan hikayesi elbette insanla alakalı bir konuya açıklık getirme amacını taşıyor.

Çoğu durumda önümüze gelen eşit derecede iyi iki seçenek arasında kaldığımız zaman, birinin diğerinden daha iyi bir alternatif olacağı güne kadar bekleriz.

Çünkü iki seçeneği de aynı oranda arzuladığımız ve birini seçmenin diğerinden vazgeçmek anlamına geleceğini bildiğimizden dolayı hiçbirini seçemeyiz.

Bekleme esnasında değişen şartlar iki seçenekten birini eler, ve biz geriye kalanı tercih ederiz.

Kimi durumlarda ise bekleme anında her iki seçeneği de kaybederiz.  Sonra elimizde hiçbir şey kalmaz.

Hikaye anlatıcımız ve hikayenin kahramanları değişse de sonuç değişmez; kararsızlık, fırsatların en iyi hırsızıdır…