Beyaz Kağıt ve Siyah Nokta

Günün birinde bir profesör sınıfa girer ve öğrencilere sürpriz bir yazılı yapacağını söyler.

Öğrenciler biraz telaşlanır ve merak ederler sorulan soruları.

Profesör, telaşlanmamaları gerektiğini, sorunun çok basit olduğunu söyler. Biraz rahatlar öğrenciler.

Profesör, elindeki yazılı kağıtlarını, soru görünmeyecek şekilde masaların üzerine koyar. Hep birlikte kağıtları çevirmelerini söyler.

Öğrenciler büyük bir merakla kağıtları çevirirler. Kağıtta soru filan yoktur. Bembeyaz bir kağıt. Kağıdın tam ortasında sadece küçük siyah bir nokta vardır.

Öğrenciler endişelenmeye başlarlar. Profesör, “Çocuklar kağıtta soru yok. Ne görüyorsanız onu yazarak anlatmanızı istiyorum” der.

Endişeli öğrenciler ne söylendiyse onu yapmaya başlarlar ve dersin sonuna doğru kağıtları teslim ederler.

Profesör yazılan cevapları öğrencilerin önünde sesli bir şekilde okur ve görür ki istisnasız bütün öğrenciler kağıdın ortasındaki pozisyonunu açıklamaya çalışarak siyah noktayı tarif etmiştir.

Hepsi okunduktan sonra sınıf sessizleşir ve profesör açıklamaya başlar:

Bu sınavı notlandırmayacağım, Sadece sizi düşündürecek bir şey sunmak istedim.

İçinizden hiç kimse kağıdın beyaz kısmı hakkında yazmamış, herkes siyah noktaya odaklanmış.

Hayatımızda da aynen bunu yaparız. Aslında beyaz bir kâğıdımız yani, sahip olduğumuz veya çevremizde yaşanan bir sürü harika şey var.

Ama biz bunların kıymetini bilmiyoruz. Dikkatimizi ve enerjimizi küçük, nokta gibi hatalar ve hayal kırıklıklarına veriyoruz.

Sağlık sorunları, ihtiyacımız olan para, sahip olamadığımız lüksler, ilişki karmaşaları, aile üyeleriyle sorunlar, arkadaşlarla ilgili hayal kırıklıkları ve daha pek çoğu…

Hayat, bize sunulan özel bir hediye ve her zaman onu kutlamak için nedenlerimiz var.

Hayatımız her gün değişiyor ve yenileniyor.

Arkadaşlarımız, işimiz, geçim kaynağımız, sevgimiz, ailemiz ve görebildiğimiz bütün güzellikler, sahip olduğumuz mucizelerimizdir…

Siyah noktaların çok küçük ve az sayıda olduğunun farkına varmalıyız.

Siyah noktaların küçük olmasına rağmen zihnimizi meşgul etmesine izin veriyoruz.

Gözlerinizi hayatınızdaki siyah noktalardan uzaklaştırın.

Size lütfedilen her bir şeyin, hayatın size sunduğu her bir anın tadını çıkarın” diyerek dersi bitirir profesör.

Yapmamız gereken, kağıdın ortasındaki küçücük siyah noktayı mı yoksa geri kalan beyaz kısmını mı görmemiz gerektiğine karar vermek…