Barış Gelini Pippa Bacca

Bu utanç bize bin yıl yeter demiştim, haberi ilk duyduğumda. Utanmıştım insanlık adına, ülkem adına, yaşamak adına.

Aklıma ilk gelen Bacca’nın ailesinin bu haberi duyduklarında gösterecekleri tepki ve ne hissedecekleri idi.

Annesi kim bilir nasıl da kahrolacaktı. Babası çıldıracaktı belki.

Ve kızlarının Türkiye’de başına gelenlerden sonra normal hayatlarına nasıl devam edebileceklerdi.

Üzerinde beyaz gelinlikle Milano’dan yola çıktığında 33 yaşındaydı ve hep 33 yaşında kalacağından habersizdi.

Pippa Bacca adıyla bilinen Giuseppina Pasqualino di Marineo, sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile birlikte yürüyerek dünyadaki savaşların merkezi kutsal Kudüs’e ulaşacak ve Dünya Barışına dikkat çekecekti.

Bu, gerçekleştirilmesi büyük cesaret isteyen bir hayaldi. Yola çıkmadan önce internet sitelerinde “Beraberimizde yolculuk boyunca üzerinde birikecek tüm kirlerle birlikte götüreceğimiz tek elbise beyaz gelinlik olacak.” demişlerdi.

Planları, 8 Mart 2008’de İtalya’dan başlayıp Slovenya, Hırvatistan, Bosna, Bulgaristan, Türkiye, Suriye ve Lübnan güzergahını kullanarak Kudüs’e varmak ve buradan Dünya’ya barış mesajı vermekti.

Türkiye’ye gelene kadar hiç bir sorun yaşamadılar. 19 Mart’ta İstanbul’a vardıklarında “Türkleri çok seviyorum, onlara güveniyorum” diyerek, arkadaşına ayrı ayrı yola devam edebileceklerini söyledi.

Pippa ve Silvia’nın yolları Beyrut’ta tekrar bir araya gelmek üzere ayrıldı. Bacca, bazen yürüyor bazen de otostop çekerek yoluna devam ediyordu. 31 Mart günü Gebze’ye vardı. Saat 11.00 sıralarında Gebze D-100 Karayolu’nun Bayramoğlu kavşağında bir kamyonete el salladı.

Kamyonetin şoförü evli ve 2 çocuk babası olan ve eşinden ayrı yaşayan Murat Karataş durdu ve Bacca’yı araca aldı. Kamyonetiyle taşımacılık yapan Murat Karataş o bölgeyi iyi biliyordu.

Tavşanlı Köyü yakınlarında tenha bir yere götürdü. Önce kamyonette Bacca’ya tecavüz etmeye çalıştı. Bacca direnince döverek direncini kırdı ve tecavüz etti.

Bacca’nın sert tepkisi ve kabul etmeme direnci ile tekrar boğuşma başladı. Murat Karataş Pippa Bacca’yı boğarak öldürdü ve cesedi kimse bulamasın diye çalılıkların arasında sakladı.

Telefonunu ve kredi kartını aldı. Kredi kartını yaktı ama telefonunu alarak kullandı. Bacca’nın kızkardeşi Antonia Giuseppina Pasqualinio di Marineo ve nişanlısı Giovanni Chiari’nin başvurusu üzerine 3 Nisan’dan itibaren Giuseppina Pasqualino di Marineo’nun kaybolduğu haberi İtalyan ve Türk medyasında yer almaya başladı.

Kayıp haberleri üzerine harekete geçen Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı teknik takip sonucu hırsızlıktan 3 sabıkası olan ve günlük hayatında da saldırgan biri olduğu bilinen katil Mustafa Karataş’ı olaydan 11 gün sonra yakaladı ve kamyonetinde Pippa Bacca’nın kolyesinden kopan bazı parçalar buldu.

Suçunu itiraf eden katil Mustafa Karataş : “Vücut dokunulmazlığını ihlal, tecavüz, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten öldürmek, yakalanmamak için delilleri ortadan kaldırmak ve hırsızlık” suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme daha sonra Türk Ceza Kanununun (TCK) takdiri indirim nedenlerinin yer aldığı 62. maddesi gereği uyarınca hafifletici sebepleri göz önünde tutarak cezayı ömür boyu hapis cezasına çevirdi.

Böylece Karataş’ın cezası 36 yıldan 30 yıla düştü. Gelinlikle çıktığı Milano’daki evine tabut içinde dönen Bacca, Bergamo yakınındaki aile mezarlığına gömüldü.

Pippa Bacca, aradan geçen 10 yıl sonra bugün hala ve sonsuza dek dünya üzerinde barış umudunu haykıran kadınların yol göstericisi olmaya devam edecektir.

Mehmet Yılmaz