Asansör

Köylü bir adam ve oğlu büyük şehre ilk defa gelmişler.

Alışveriş merkezinde zemin kattaki iki gümüş renkli parlak duvarın ağır ağır açılıp kapanması ilgilerini çekmiş.

─ Bu ne baba, diye sormuş oğlan.

Hayatında hiç asansör görmemiş baba. “Bilemiyorum oğlum” demiş.

Onlar bu ilginç şeyi nefeslerini tutup izlerken tekerlekli sandalyeli yaşlı bir kadın sağa sola kayan gümüş renkli duvarlara doğru gitmiş ve bir düğmeye basmış.

Duvarlar açılmış, yaşlı kadın yoğun ışıklı küçük bir odaya girmiş, duvarlar kapanmış.

Oğlan ve babası kapının üzerindeki küçükten büyüğe doğru yanıp sönen ışıklı rakamları izlemişler.

Son rakamdan sonra aynı sırayla bu sefer geriye doğru ışıklar teker teker yanmış.

Sonunda duvar iki yana kayarak açılmış, dışarı 20’li yaşlarda incecik muhteşem bir kadın çıkmış.

Adam şaşkınlıktan neredeyse küçük dilini yutacakmış. Heyecanla oğluna seslenmiş;

─ Koş oğlum koş, anneni getir!..