Tam 23 kere intihara kalkışmış ancak ölmeyi başaramamış, mecburi olarak yaşayan biriydi Ümit.
Çok kişi bilmez bu hikayeyi , “Acılar Denizi” şiirinin nereden geldiğini ve asıl vicdan azabının ne olduğunu.
Ümit hayattan kopmak için çok çabalamış lakin başaramamıştı.
Babası Lütfü Bey, annesi Güzide Hanım kahrolur oğullarının vaziyetine.
Tabii bir de Vedat var. Ümit’in biricik oğlu.
Babasına duyduğu müthiş bir öfke var içinde Vedat’ın…
Defalarca gözlerinin önünde intihara kalkışmış olan babasına…
Dün bir kez daha canından vazgeçmişti Ümit. Babası Lütfü zor yetiştirmişti oğlunu hastaneye.
Ve oğlundan çok torunu için endişelenmişti bu sefer Lütfü Bey, Vedat’ın gözleri bu defa korkudan çok kin ile ıslanmıştı.
Dayanamıyordu çocuk, aciz bir babanın ölüme koşup varamayışına tanıklık etmekten yorulmuştu.
Tedavi edildikten sonra taburcu ettiler Ümit’i. Bu seferlik de başaramamıştı ölmeyi…
Sonrası;
Duydukları gürültüyle kıraathaneden fırlayanlardan biri “Eyvah!” dedi. “Düştü çocuk, Galata’dan düştü! Yetişin.”
Yerde yatan çocuğun etrafında toplanan kalabalık çocuğun elinde bir kağıt buldular.
Sımsıkı kapalı parmakları, avucuna hapsolmuş bir kağıt…
Zorlukla aldılar ellerinden kağıdı. Şöyle yazıyordu buruşmuş kağıtta;
“İntihar öyle edilmez, böyle edilir baba!”
İmza: Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesi
Pırıl pırıl bir yaz günüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu…
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu.
….
Ümit Yaşar OĞUZCAN