Ölümden Kurtulan Şanslı Adamın Yaşadığı Trajedi

Titanik’in, buzdağına çarpıp batarak yüzlerce insanın öldüğü bir gemiden fazlası olduğunu, içinde çeşit çeşit insanların ve hayat hikayelerinin olduğunu hep bu film sayesinde öğrendik.

Fakat filmde anlatılmayan bir hikaye daha var: Titanik’ten sağ kurtulan tek Japon’un öyküsü.

Masabumi Hosono, 1870’de Niigata’da varlıklı bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Tokyo Yüksek Ticaret Okulu’nu bitirdikten sonra kısa bir süre Mitsubishi’de çalışmış. Daha sonra ise İletişim Bakanlığı’na girmiş.

Bu arada da Tokyo Yabancı Diller Okulu’nun Rusça bölümünde okumaya başlamış. Japonya’da, o dönemlerde hız kazanan batılılaşma ve modernleşme hareketlerinden Hosono’da nasibini almış ve çalıştığı bakanlık tarafından modern tren ve raylı sistemleri incelemesi için Rusya’ya gönderilmiş.

Rusya’da yıllarca görev yaptıktan sonra 1912’de ülkesine dönme zamanı geldiğinde ise kader onu Titanik ile karşılaştırmış.

Hosono, öncelikle Londra’ya gelmiş, burada ailesi için alışveriş yapıp kendisine yeni giysiler satın almış ve sonrasında da Titanik’e 2. sınıftan bir bilet alarak yolculuk gününü beklemeye başlamış. 10 Nisan 1912’de de diğer 2434 kişiyle birlikte Amerika’ya doğru yola çıkmışlar.

İlk 4 gün kazasız belasız yol almışlar. 4. günün sonunda ise GÜM…. Hosono’yu görevlilerden biri uyandırmış. Hosono, kamarasından çıkmış fakat güverteye çıkmasına izin verilmiyormuş.

Üzerinde Londra’dan aldığı pahalı ve gösterişli giysiler olmasına rağmen Asyalı olduğu için kendisini 3. sınıf yolcu sanmışlar ve geçmesine izin vermemişler. Tahminen dil sorunu ve ortamdaki kaos yüzünden derdini de anlatamayan Hosono bu yüzden bir süre alt katta kısılı kalmış.

Fakat kapıdaki görevlinin bir anlık dikkatsizliğinden yararlanan Hosono aradan sıyrılmış ve güverteye çıkmış.

Güvertedeki karmaşayı da filmden hatırlıyoruz, binbir zorluklarla filikalara binmeye çalışan insanlar, ellerinde silahlarla kalabalığı kontrol ederek önceliği kadın ve çocuklara vermeye çalışan görevliler, geminin batacağına inanmayıp filikalara binmeyi reddedenler…

Bu büyük kaosun ortasında Hosono, bir filikadaki görevlinin “2 Kişilik yer var!” diye bağırdığını duymuş. İlk başta kadın ve çocukları düşünerek tereddüt etse de sonrasında kurtulma ve ailesine kavuşma isteği ağır basmış ve o sırada başka bir erkeğin de filikaya atladığını görünce daha fazla düşünmeden kalan kontenjana adını yazdırıvermiş. Fakat bu kararının hayatı boyunca peşini bırakmayacağını o anda ne yazık ki bilmiyormuş.

Titanik battıktan 2 saat sonra Carpathia adlı bir başka transatlantik bulup kazazedeleri kurtarıyor. 10 Numaralı filikadaki Hosono da kurtulanlar arasında fakat Asyalı olduğundan kendisinin 3. sınıf yolculardan olduğu düşünülüyor ve yol boyunca mürettebat ve diğer kazazedeler tarafından hakaretlere ve aşağılamalara maruz kalıyor. O ise bunların hepsine göğüs geriyor ve yol boyunca ailesine mektuplar yazıyor, başına gelenleri yazıya döküyor.

Hosono, karaya ayak bastığında ve sonrasında ülkesine döndüğünde işler daha da kötüleşiyor. İlk başlarda kendisinden “kazadan kurtulan şanslı adam” olarak bahseden basın, bir süre sonra kendisini çok ağır şekilde eleştirmeye, başkalarını kurtarmak için hayatını feda etmediği için suçlamaya başlıyor.

Kendisinin samuray geleneğine yakışmayan davranışlarıyla gerçek bir Japon olmadığı, zorla ve tehditle kendisini filikaya kabul ettirdiği, bencilce davranarak Japon’ları batıya rezil ettiği şeklinde yazılar çıkıyor.

Sayısız tehdit ve hakaret mektubu alıyor, bu mektuplarda harakiri yapmaya davet ediliyor. Hikayesi tüm Japonya’da kulaktan kulağa yayılıyor ve hatta kötü davranış örneği olarak bir ders kitabına bile giriyor (o kitabı yıllar sonra kendi kızının derste okuması ise ayrı bir dram).

Sonunda kendisine karşı o kadar büyük bir kamuoyu oluşuyor ki, işine de son veriyorlar ve tamamen toplum dışına itiyorlar.

Hosono tüm bu olaylar sonunda eve kapanıyor, kimseyle görüşmüyor yıllarca herkesten izole bir hayat sürüyor. Taa ki 1923’teki büyük Kanto depremine kadar.

Deprem sonucunda Japonya’daki demiryolları büyük zarar görünce, bakanlık Hosono gibi tecrübeli bir elemandan tekrar yararlanmak istiyor ve Titanik meselesinin artık gündemden düşmüş olmasını da göz önüne alarak Hosono’ya tekrar iş teklifinde bulunuyor. Hosono 1939 yılında bir kalp krizi sonucu hayatını kaybedene kadar Japon demiryolları için çalışıyor.

Masabumi Hosono’nun zaman içinde unutulan yaşam hikayesi, 1997’de Titanik filminin gösterime girmesiyle kazanın diğer tüm detaylarıyla birlikte tekrar gündeme gelmiş.

Fakat bu sefer bir araştırmacı, Hosono’nun Carpathia’da ailesine yazarak olayların iç yüzünü anlattığı mektupları yayınlamış ve böylelikle hikayenin gerçek ve insani iç yüzü ortaya çıkmış. Hatta bu mektupların yayınlanmasının ardından hükümet de yazılı bir özür ile iade-i itibar gercekleştirmiş.